Son yılların en fazla yankı uyandıran cinayetlerinden biri, 2022 yılında yaşanan Erva cinayeti ile gündeme geldi. Küçük yaşta katledilen Erva'nın cesedinin parçalanarak saklanması, toplumda derin bir üzüntü ve infial yarattı. Daha önce dikkat çekici olayların ardından nihayet Erva'nın katilinin yargılanması tamamlandı ve cezası açıklandı. Bu dava, sadece bir cinayet olmanın ötesinde, kadın cinayetleri ve çocuk istismarı konularında önemli dersler ve farkındalıklar ortaya koydu. İşte Erva'nın acı sonu ve sonrasında yaşanan gelişmeler...
Olay, 2022 yılının yaz aylarında yaşandı. Erva, ailesi tarafından parka oynaması için izin verilen bir çocuktu. Ancak, bir süre sonra geri dönmemesi üzerine ailesi endişelenmeye başladı. Yapılan arama çalışmalarının ardından, Erva'nın kaybolduğu bildirildi ve durumu öğrenen güvenlik güçleri yoğun bir arama başlattı. Maalesef, arama çalışmaları sonuçsuz kaldı ve küçük Erva'nın cesedi, bir süre sonra ormanın derinliklerinde bulundu. İleri otopsi incelemeleri, katilin ne kadar vahşi bir eylem içerisinde olduğunu gün yüzüne çıkardı.
Erva'nın cesedinin katlanarak cesedin parçalar halinde bulunduğu, cinsel istismar, darp ve yaralama gibi çok sayıda izler taşıdığı öğrenildi. Bu durum, toplumda büyük bir infial yarattı ve medya aracılığıyla geniş bir yankı buldu. Soruşturmayı yürüten emniyet güçleri, katilin kimliğini hemen belirledi. Gözaltına alınan şahıs, cinayeti işleyen kişi olarak tutuklandı ve adalet önünde hesap vermesi için hazırlıklara başlandı.
Mahkeme süreci, geçen yıl içerisinde başladı ve birçok duruşmaya sahne oldu. Toplumun dikkatle takip ettiği dava boyunca, sanık Erva'nın ailesinin ve birçok hak savunucunun katılımıyla düzenlenen protestolar, protesto gösterileri ve destek eylemleri düzenlendi. Birçok insan, adaletin yerini bulmasını ve katilin en ağır cezayı alması gerektiğini dile getirdi.
Dava sürecinin ardından mahkeme, katil zanlısına toplamda 40 yıl hapis cezası verdi. Ancak verilen ceza, toplumun beklentilerinin çok altında kaldı. Bu durum, birçok sivil toplum kuruluşu ve kadın hakları savunucusu tarafından eleştirildi. "Bu ceza hiçbir şekilde masum bir çocuğun acısının karşılığını veremez," diyen hak savunucuları, daha güçlü yasaların gerekliliğine dikkat çekti.
Erva’nın acı hikayesi, yalnızca bir cinayet davası olmanın ötesinde, Türkiye genelinde kadın ve çocuk cinayetleri, cinsel istismar ve şiddeti önlemek amacıyla farkındalığın artırılması gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Birçok insan, sadece yasaların değil, aynı zamanda toplumun da zihniyet değişikliği yaşaması gerektiğini düşünmekte. Erva’nın adalet arayışında verilen mücadele, toplumda cinsiyet eşitliği ve kadın haklarının önemli bir meseleyi teşkil ettiği yönünde derin bir farkındalık oluşturdu.
Sonuç olarak, Erva’nın katliamı, sinsice işlenen bir cinayet örneği olarak hafızalarda kalacak. Ancak bu trajedi aynı zamanda bir dönüm noktası olmalı; değişimin başlangıcı, topyekûn bir mücadele ve toplumsal bir farkındalık yaratmalıdır. Erva’nın anısı, adaletin yerini bulması ve asla unutulmaması adına tüm cesur sesleri bir araya getirmelidir.